kraliçe çıplak


......evden bir torba çöple çıktım, uzakta konteyner başında yaşlı bir adamsa elinde inceden, çatal saplı metal bir sopa çöpleri kurcalıyor. Yanında da el arabasından bozma koca tekerli bir çekçek. Çöp atmaya giderken hep bir gerilim yaşarım aslında. İçinde birilerini işine yarayacak şeyler olmadığını bilir ve umarım kurcalamazlar düşüncesi sarar içimi. Uzaklaşana kadar sokağın başında bekledim. Yanına yaklaşıp onun yeniden hayata döndürmeye çalıştıkları arasına, benim hayatımdan çıkartmaya çalıştığım iğrenç karışımı nasıl pervasızca atabilirdim ki, büyük bir hakaret olurdu bu ona...gitti ve ben çöpü attım...Zaman zaman düşünürüm susayınca susadım diye bira içen, acıkınca acıktım diye pizza yiyen, tatlı bir şeyler canı çekince bir kalıp çikolatayı marketten alabilen bir insan..yani aslında biz..çoğunluk gibi görünen biz..nasıl da azınlığız..koca cüsselerimiz arasında lap lap yürürken ezip geçtiklerimizi, küçüle küçüle içine kaçan insanları göremeyecek kadar şımarığız. ne o çok sorunumuz var değil mi? 'çok dertliyim hadı o zaman akşama rakı masasında efkar dağıtalım'...şımarık! zevk masası ne zamandan beri efkar masası oldu. karnın tok sırtın pek nasıl da severim bu cümleyi.sen açlıktan ne yapacağını şaşırmış bir insan gördün mü..görme, görürsen günlerce yediklerinden utanırsın.. ya da gör ve utan sana kalmış. Ben gördüm maalesef ve günlerce yastığa suratımı kapatmama sebep olan o görüntüyü o adamı..çöpün içine kapanmış senin o beğenmeyip attığın makarnayı avuçlayarak mideye indiriyodu..o senin alt tarafı makarna dediğin, tabağında şiştiğin için fazla gelen, gözün döndüğü için koca paketi tencereye boca ettiğin ya da bir sonraki gün başka bir şeyler yemek istediğin için çöpe gönderdiğin...pfffff

.......doğulu bir aile tanıdım..İki güzel çocukları olan, çok zor şartlarda yaşayan ama gülümsemeyi nezaketi asla kaybetmemiş olan..Elimden geldiğince okul çağındaki okuma hevesli evlatları için ufak tefek desteklerde bulunmaya çalıştım. Her karne vakti geldiğinde duygu ablasına hep pekiyi olan karnesi anlattı küçük baran..sonra deprem oldu ve istanbula geldıler kısa süreliğine.zor olan hayatlarını daha zorlaştıran o deprem..yıllarca ben onları görmeden onlar benı görmeden sohbetler etmiştik..ve o karsılasma gununde hepsi en güzel cicileri ve sevgi dolu konukseverlikleriyle karsıladılar beni..baran bana 'sen öğretmen misin' dedi..tabi ya başka ne olabilirdim onun gözünde...tasarımcı diye yapıştırılmış kisve mi..hayır öğretmen olabilirdim tabi ki de...çünkü o öğrenmek istiyor, bilmek için yanıp tutuşuyor,ihtiyacı olan onu hayata hazırlayacak bilgi, deneyim...İnsanlar 'duygu ne güzel yapıyorsun diye sırtımı sıvazladı tabi',ama bir gün tanıdığım biri hiç iyi yapmıyorsun demeyi seçti. 'sen o çocuğu sadece rahata alıştırıyorsun, sıkıştığında uzaklarda yaslanacağı bir abla imajı yaratıyorsun' dedi..Hayır ne alakası var inkarına geçtim..Sonuçta üç beş kalem, defter, ayacıkları üşümesin diye bir çift bot mu onu rahata alıştırır?...Evet tabi ki de bunlar onu rahata alıştırmaz belki ama eksik olan bir şeylerde var içinde..ben maddeler dısında ne veriyorum ona..esyalar dısında neyi paylaşıyorum...bu kadar uzak mesafeden ona el emeğini, iş tutmayı gösterebilir miydim.............şimdileri ona hikayeleştirilmiş hayatı anlatıyorum mesela, gezip gördüğüm yerleri, büyük şehrin farkını ve ileride nasıl bir yaşama sahip olmak istediğine dair ip uçları almaya çalışıyorum konuşmalarından...ufak tefek görevler verip yapabildikleri karşısında hissettiklerini anlatıyor mesela....bunlar güzel şeyler:) bunlar seni de gülümsetebilen şeyler:) bunlar ağzına kulaklarına vardıran şeyler:)
....sen..bir yardım kuruluşuna filanca miktarda para bağışladın, falanca kuruma da bilmem ne kadar kılık kıyafet, yemek yolladın..oh içim rahat diyor musun gerçekten de? rahatladın mı? insanlara yardım ettin ve gönlün ferah...hı?.....yardım?...bunu bir kez daha düşünelim..benden çıktı demeyelim...maddesel verilen herşey tükenir, sen tükenenin yerine yenisini koyarsın ve o da tükenir, tükenen hiçbirşey varlık gösteremez, biten hiçbirşey amacına ulaşamaz...bir kere daha düşünelim...
şimdi baran için ben daha hiç bir şey yapmadım.....o çocuk büyüyüp meslek tutan güçlü bir insan oldugunda da kazanmış olmayacağım..benım ona yapmaya çalıştıklarımı o bir gün başka çocuklara yapmaya başlayınca tacımı takacağım....

Yorumlar