kıymet üzerine lakırtılar


...Kıymet nedir bilir misin? Evet sana soruyorum ve bizzat seninle muhattabım şu an. Kıymet diyorum daha önce duyup duymadığından emin olmadığım bir kelimeyi fırlatıyorum sana. Acaba bana mı diyor demene gerek yok doğru bildiğin üzere tam olarak sana diyorum! Fazlasıyla değer verdiğin bir eşya mesela, falanca kişiden gelmiş yüzük, filanca kişiden hatıra atkı, ya da duygusal anlamlar yüklemeye gerek yok içi para dolu bir cüzdan...ya da kişiler üzerinden gidelim.

O can dostun veya en büyük aşkın..kıymet denen olgu yüklediğin yere kadar...Ama senin için bunlar ennn anlamlı, ennn güçlü veya ennn vazgeçilmezse..üzgünüm ama ennn büyük hataya  düşersin. Çünkü 5 dk da değişir bütün işler..5 saat bile demeyecek kadar ciddi bir iddia 5 dk, o kadar ciddi ki senin yıllardır kıymet üzerine kestiğin ahkamları, eminliğin engin denizlerinde gezdirdiğin kesinliklerini alaşağı edebilecek kadar....hiç düşünmedin değil mi o kıymetlinin kıymetlisi atkınla çölün göbeğinde kalakaldığını (hani çok kıymetli ya asla yanından da ayırmıyormuşun, bir tür uğurmuş hani o şekil), çok ütopik olup kafa bulandırmaya gerek yok aslında çöl yerine akdeniz kumsalları diyelim..ahh o inceden yelpaze ne kadar da çekici geliyor şimdi sana..güzel bir takas oluverir işte o pek değerli atkın akdeniz çöllerinde, pardon kumsallarında... ya peki para olaya girince yani para konuşmaya başlayınca ister yellen ister atkınla sarmalan sonuçta para baya cak cak konuşur, alemi susturur.
her zaman mı..çoğu zaman ama her zaman değil...şu an sana su lazım dostum hem de şu an o kadar suya ihtiyacın var ki gözün dönmüş durumda, para mı ne parası bana su lazım diyorsun ve su tependen damlaya damlaya kayıp gidiyor ama hayır maalesef senin boğazından kayıp gitmiyor.. o zaman al sana eski bir teneke kutu doldur doldurabildiğin kadar ve karşılığında senin ağzına kadar dolu cüzdanını istemiyorum bile. şimdi söyle hangisi kıymetli senin için...susamadan önce cüzdandı ama suyu satın alamayınca tınlayan teneke listenin başına tutunuverdi...Yıllardır çevrende onlarca insan var ve sen sohbetiyle sinirine dokunanı eleyip atmışsın çoktan, burun kıvırıp düşüncelerine saygı duymamışsın..Sonra gün gelmiş o yılların çevresi bir bir uzamaya başlamış 'nasıl olduğunu hiç anlamadım valla' dediğin yalnızlık çevresindesin artık.. Bak sen ki tam da konuşmaya tenezzül bile etmediğin o kişi kapını çalıyor. Sana çok büyük bir iddia daha onu öyle bir konuk edersin, öyle bir susmasın diye ağzının içine bakarsın ki adamın küçük diline bile hayran kalırsın...Kıymet kişiden kişiye değişkenlik gösterir mi diyorsun hala? ne yani ben çatala hayranım sen kazana muhabbeti yapmıyoruz burada. Olaylara, anlara, zaman göre kıymetin yönü değişir diyorum ben....Bazen düşünebilirsin 'oysa ben çok iyi, çok güzel niyetli, pek hoş sohbet, şen şakrak bir insandım. Olumlamalarla dopdoluyum, içimi dışıma yansıtmışım. Peki neden ama neden ben senin en kıymetlinken şimdi beni yok sayarsın'...Sebebi senin kıymetli olduğun zaman diliminin, şu an bulunduğun şartlarla ve süregelen olaylarla yarışamayacak durumda olması..Yani senin melaike olman, yani içi dolu cüzdan olman sonucu değiştiremiyor. Olaylar ve şartlar teneke kutuyu liste başı yapmış durumda...gözünü aç ya da kapa dışarıda göreceğin şey de aynı içeri de göreceğin şey de...


   

Yorumlar